11 Nisan 2008 Cuma

Satrançta zirveye nasıl çıkılır?



Kasparov Başarısının Sırrını Anlatıyor

Aktif satranç yaşantısını noktalayıp politikaya atılan Kasparov, kısa süre önce Türkçe'ye "Zirveye Çıkan Yol" adıyla çevrilen kitabında başarısının sırrını anlatıyor. İş dünyası, savaş stratejileri ve dünya tarihi ile kendi satranç mücadelelerini harmanlayan Kasparov, satranç bilmeyenlerin de zevkle okuyabileceği bir kitap yazmış. Kariyerindeki tek maç yenilgisi Kramnik karşısında alan Kasparov hem bu maçı hem de diğer kritik maçlarını da eleştirisel bir tarzda inceliyor.

Kasparov "Zirveye Çıkan Yol" Hakkında Yazıyor

Büyük kaşiflerin ve imparatorların zamanı geçti ama hala keşfedecek yeni ve değerli alanlar var. Kendi sınırlarımızı ve hayatlarımızın sınırlarını araştırabiliriz. Ama araştırmaya başlamadan önce, bir haritaya ihtiyacımız olacak.

Karar verme sürecinizin kişisel bir haritasını çıkarmak esastır ve bu kitap, ancak o haritayı oluşturmanın gözlem ve analiz aşamalarının kabaca taslaklarını verebilir. Harita size zihninizin hangi bölümlerini iyi tanıdığınızı ve hangi bölümlerin henüz farkında olmadığınızı gösterir. Güçlü, zayıf ve henüz denenmemiş yönlerinizi ortaya çıkarır. En önemlisi, kendi haritanızı geliştirmeye çalışmanız gerekir. Sizi arkadaşlarınıza, meslektaşlarınıza veya rakiplerinize bağlayan ortak bağlantıları tanımlamaya çalışmak size bir avantaj kazandırmaz. Hepimiz daha yükseğe bakmalı, daha derin kazmalı, temel ve evrenselin ötesine geçmeye çalışmalıyız. Teoride, herkes yarım saat içerisinde satranç oynamayı öğrenebilir ve kurallar elbette ki herkes için aynıdır. Ama ilk kez kuralların ötesine geçtiğimizde ve sadece doğru hareketlerle ilgilendiğimiz başlangıç seviyesini geride bıraktığımızda, bizi piyonunu itmiş herkesten ayıran kalıplar oluşturmaya başlarız.

Elde edilen kalıplar ve onları kullanma mantığı, özgün niteliklerimizle birleşerek bizi eşsiz bir karar verici yapar. Zaman geçtikçe, deneyim ve bilgi yetenek prizmasında odaklanır; yetenek prizmasının kendisi de keskinleştirilebilir, odaklanabilir ve parlatılabilir. Bu karışım, hepimizin sahip olduğu kesinlikle inanılmaz araç olan sezginin kaynağıdır. Onu geliştirerek, daha da iyi bir araç haline getirebiliriz. Burada, biraysel psikoloji ve duygusal yapımızın kararlarımıza yansımasını görmeye başlarız; bu, bir satranç oyuncusunda tarz dediğimiz şeydir.

Kendimiz için hangi tarzı seçeceğimize karar veremeyiz. Kişisel tarz, indirip kurabileceğimiz bir bilgisayar yazılımı değildir. Bunun yerine, sizin için en iyisi neyin işe yaradığını anlamalı ve sonrasında, denemeler ve zorluklarla, kendi yönteminizi geliştirmeliziniz; yani kendi haritanızı. Gerçekte benimle röportaj yapanların, önemsiz alışkanlıklarım yerine sormaları gereken sorula bunlardı: Kendimi nasıl zorluyordum? Kendime hangi soruları soruyordum? Güçlü ve zayıf yanlarımı nasıl araştırıp anlıyordum? Öğrendiklerimi, daha iyiye gitmek, yöntemimi güçlendirmek için nasıl kullanıyordum? Bunlar kendime sorduğum sorulardan birkaçıdır ve bu kitap, kendi cevap arayışımla ilgili dürüst bir açıklamayı sunuyor.

SATRANÇ OKULU

Hiç yorum yok: